3 Aralık 2009 Perşembe

Melekler sizinle olsun

Image Hosted by ImageShack.us

Bakın,
Meleğiniz gökyüzünden size gülümsemeye başladı bile.
Hadi sizde gülümseyerek karşılık verin.
Süperşahane bir hafta sonu diliyorum.
Sevgilerimle.Güngör Ekinci

MELEK

Biliyorum ,
Sen bir meleksin
Bana yardım için gönderildin

Biliyorum,
Sen bir meleksin
Zor günlerimde çıkageldin

Yüzümü güldürdün
Başımı döndürdün
Acımı dindirdin
Yolumdan çevirdin

Eğlendirdin
Sakinleştirdin
Ehlileştirdin
Ve daha bir sürü şey

Canım mısın sen
Benim misin
Her şeyim misin sen
Hoş geldin melek
Sefalar getirdin

Ya gelmeseydin
Yetişemeseydin
Beni bulamasaydın
Ne yapardım
Yarım kalırdım melek

Biliyorum
Sen bir meleksin
Seni sevmem için gönderildin
Biliyorum
Sen bir meleksin
Son demlerimde çıkageldin

Candan Erçetin

DİPLOMASİ BÖYLE BİRŞEY İŞTE

Adamın biri Afrikada safariye çıkarken yanına minik köpeğini de almış. Minik köpek;bir gün ormanda dolaşıp ,kelebekleri kovalar,çiçekleri koklarken kaybolduğunu farketmiş. Ne yapacağını düşünürken bir de bakmış ki karşıdan bir leopar geliyor ve belliki günlük yiyeceğini arıyor.

"Şimdi başım dertte"
diye düşünmüş minik köpek. Etrafına bakmış yerde kemik parçalarını görmüş. Hemen arkasını leoparın geldiği yöne dönerek kemikleri yemeye başlamış,bu arada da arkadaki haraketi kestirmeye çalışıyormuş.Leopar tam saldıracakken minik köpek kendi kendine konuşmuş

"Ne kadar lezzetli bir leoparmış.Acaba etrafta bundan bir tane daha varmıdır ki?"
diye sormuş. Bunu duyan leopar bir anda donmuş kalmış ve en yakındaki ağaca tırmanarak dalların arasına saklanmış.

"Tam zamanımda kurtardım yoksa bu köpeğe yem olacaktım"
diye düşünmüş leopar. Bütün bunlar olup biterken bir başka ağacın üstündeki bir maymun olanları izliyormuş. Bildiklerini kullanarak leopardan kurtulacağını düşünmüş. Leoparın yanına giderek neler olduğunu anlatmış.Leopar köpeğin yaptıklarına çok sinirlenmiş ve maymuna

"Atla sırtıma gidip şunu yakalayalım"
demiş. Ancak minik köpek neler olduğunu ve leoparın sırtında maymunla birlikte yaklaştığını fark etmiş.

"Şimdi ne yapacağım"
diye düşünürken kaçmaya teşebbüs etmemiş. Bunun yerine arkasını leoparın geldiği yöne dönerek,kemikleri yemeye devam etmiş. Tam leopar saldıracakken yine kendi kendine konuşmuş;

"Bu aptal maymunda nerede kaldı ? Yarım saat önce bir leopar daha getirsin diye gönderdim hala haber yok".....

Diplomasi böyle bir şey işte...
Yapabiliyorsan; hızlı düşün, sakin ol, güçlü görün, düşmanını kendi silahı ile yen.

FIKRA / Temizlikçi Kadın

Temizlikçi bir kadın dışardan İlkokul diploması almak için sınava girer.

Tabiat bilgisi soruları ve cevapları şöyle;

Soru; Mide ne iş yapar?
Cevap;Sindirim yapar, yediklerimizi ögütür.

Soru;Akciğer ne iş yapar?
Cevap;Solunum yapar,Bizi yaşatır.

Soru;Kalp ne iş yapar?
Cevap;Dolaşım yapar.

Soru;Beyin ne iş yapar?
Cevap;Bizim apartmanda kapıcılık yapar...

Hayatta hakettiği yeri bulamamış tüm dostlara armağan olsun...

2 Aralık 2009 Çarşamba

Jackson Brown dan hayat dersleri

Image Hosted by ImageShack.us

Jackson Brown dan hayat dersleri

1- Kendimi neşelendirmek istedigim zaman en iyi yolun baska birini neşelendirmeye çalışmak olduğunu öğrendim.

2 - Bir bebeğin evlilik sorunlarını çözemeyecegini öğrendim.

3- Bir tartışmayı tatlıya bağlamadan yatağa gidilmemesi gerektiğini öğrendim.

4- İşyerinde romantik iliskiler aranmamasi gerektiğini öğrendim.

5- İnsanin kendisinden daha sorunlu birisiyle evlenmemesi gerektiğini öğrendim.

6- Çalıştırdığımız insanlara iyi davrandığımızda, onların da müşteriye iyi davrandıklarını öğrendim.

7- Bir toplantida zekâmı ya da sohbetimi göstermek konusunda tercih yapmak gerektiğinde sohbeti seçmenin daha iyi olacağını öğrendim.

8- İnsanlara iyi davranmanın hiçbir maliyeti olmadığını öğrendim.

9- Gerçekten yaşamaya başlamak için emeklilik beklenirse, çok uzun bir süre beklenilmiş olunacağını öğrendim.

10-İyi kalpli olmanin mükemmel olmaktan daha önemli oldugunu öğrendim.

11-Bir domuza ve bir çocuğa istedikleri her seyi verirseniz sonuçta çok iyi bir domuzunuz ve çok kötü bir çocuğunuz olacağını öğrendim.

12-Kimle evleneceğin kararının hayatta verilen en önemli karar olduğunu öğrendim.

YILBAŞI GECESİ YAPILMASI GEREKENLER

Image Hosted by ImageShack.us
Bambu Çiçeği

Merhaba Arkadaşlarım,
Geriye sayım başladı, yeni yıla sayılı günler kaldı.
Birçok batıl inancı olan bir arkadaşınız olarak, yılbaşı gecesi uygulamaya çalıştığım bazı inançlarımı, öğrendiğim yeni inanışlarla birlikde paylaşmak istiyorum bugün sizlerle.

Önce yapmamız gerekenler;

Arkadaşlar yeni yıla girdiğinizde mutlaka yeni bir şeyler giyin. Böylece gelen yılda daha çok yeni kıyafetler alma şansınızı artırmış olursunuz.

Saatlerimiz 24'e yaklaşırken dış kapınızı bütün iyi dileklerinizle, bolluğun, bereketin, sağlığın, aşkın, anlayışın ( neye ihtiyacınız varsa yani :-) ) evinize gelmesi, sizi bulması niyetiyle sonuna kadar açın.

Saatler 24'ü vurduğunda öpüşün. Bu da yıl içinde bol bol öpüleceğiniz anlamına gelir :-)

Sağlayabilirseniz gece yarısı esmer bir adamın evinize gelip, kapıya kadar değil ama içeri kadar girip size para, ekmek, tuz, şeker hediye edip iyi dileklerle çıkmasını sağlayın. Verdiği hediyeler zenginliğinizi, çıkıp gidişi eski yılı temsil eder.

Dış kapınızda mutlaka nar kırın. Nar bolluğu ve artmayı temsil eder. Ben dört yıldır hep kırarım. Her yıl bir kişi arttık. ( Yengem, eniştem, yeğenlerim Emirhan ve Ecrin. Allahım lütfen bu yıl kendim için bişey istiyorum :-) )

Ökseoto geleneksel şifalı bir bitki olarak bilinir. Özellikle kapı üstüne takılıp altında öpüşülürse şans getireceğine inanılır.

Evinize Bambu çiçeği alın. Çünkü bu bitki de sağlık, zenginlik ve uzun ömrü temsil eder.

Ayrıca yeni yıla dolaplarınız ve eviniz derli toplu olarak girin, buda hayatınıza berraklığı ve düzeni çekecektir.

Bunlar yapmamız gerekenler. Bir de kesinlikle yapmaMAmız gerekenler var ki en az yapılması gerekenler kadar önemli.

Eski yıl çıkmadan yeni yılın takvimini kesinlikle asmayın, kaderi zorlamış olursunuz çünkü.

Yeni yıla dolaplarınız ve cebiniz boş girmeyin. Yoksa yılın geri kalan zamanında da iki yakanızı bir araya getirmekle uğraşırsınız.

Yeni yıl günü çamaşır yıkamayın. Buda aileden birinin kaybına neden olabilirmiş.

Ay içinde başka şeylerde öğrenirsem paylaşırım söz.
Süperşahane bir gün olsun hepimize.
Sevgiler, Güngör Ekinci

1 Aralık 2009 Salı

NEŞELİ HAYAT dilerim

Merhaba Arkadaşlar,
Bayram bayram dedik, bu yılın bayramlarını da bitirdik sonunda. Arefe günkü yazımda da belirttiğim gibi, bizde bayram günleri son derece yoğun geçer. Dört günlük bayram süresince, zamandan kendim için sadece üç saat çalabildim. Sinema keyfi yaşamak istedim dün. Yılmaz Erdoğan’ın yazıp, yönetip, oynadığı Neşeli Hayat isimli filme gittim.

Fakat öncesinde şöyle bir hoşluk oldu. Dün gittiğim sinema salonuna en son benim canım dostum Nahide’ciğimle gitmiştim. Hazırlanırken de Nahide müsaitmidir acaba, çok özledim birlikde gitsek diye aklımdan geçirip, onunda çok yoğun olabileceğini, zaten üç saatinde bize yetmeyeceğini düşünerek vazgeçmiştim. Hazırlanıp yola koyuldum. Derken otobüs geldi.
Aaa o da ne ? Tıklım tıkış dolu otobüste güzel arkadaşım Nahide’ciğimle burum buruna gelmez miyiz. İkimizide çok mutlu etti bu güzel tesadüf. Hani baştan üç saat bize yetmez diye düşünmüştüm ya, ayak üstü yaptığımız 20-25 dakikalık söyleşide neler konuştuk neler. Canım en kısa sürede görüşüyoruz tamam mı?

Image Hosted by ImageShack.us

Filme gelecek olursak; konusunu anlatacak değilim. Çünkü vizyona yeni girdi, izleyecek olanlar öğrenmek istemeyebilir. Ama şu kadarını söyliyeyim, ben Vizontele ve Organize İşleri çok beğenmiştim. Sanırım ondan dolayıda beklentimi çok yüksek tuttum.Beğenmedim diyemem kesinlikle, güzeldi ama çarpıcılık eksikdi. Dram komedi türü bir filmdi, ama ne dramı Vizontele kadar etkiledi beni, ne de komedisi Organize İşler kadar güldürdü. Yine de izlemek isteyen tüm sinema severlere keyifli seyirler dilerim.

Sevgilerimle, Güngör Ekinci

DUDAK PAYI

Çay bardağında
Bırakılan dudak payı
Kadar bile
Uzak kalamam
Gözlerine

Yakın olsun isterim
Ellerime ellerin
Yanındaki beton binaya
Yaslanması gibi
Köhne bir evin

Seni bir çivi
Gibi çaktım
Çünkü beynime
Ve toplayıp
Bütün kerpetenleri
Attım denize.

SUNAY AKIN

MİZAH - Sarışın

Bir sarisin, bir kizil saçli ve bir esmer kadin çölün ortasinda arabayla yol almaktadirlar. Hava korkunç sicaktir. Arabanin motoru birden stop eder.
Inip baktiklarinda, motoru tekrar çalistiramayacaklarini anlarlar. Mecburen çölde uzunca bir yürüyüs yapmalari gerektiginden, her biri arabadan birseyler alir.
Esmer, bir sise su; kizil sacli bir paket bisküvi ve sarisin da arabanin kapisini söküp alir. Çölde yürümeye baslarlar ve bir süre sonra dinlenmek için mola verirler.
Mola sirasinda sarisin ve esmer kadinlar kizil saçliya döner ve niye bir paket bisküvi aldigini sorarlar.
- "Acikirsam yerim, diye düsündüm" cevabini verir kizil saçli "..çölde ne kadar yürüyecegimiz belli degil.."
Hepsi de bunun çok mantikli oldugunu düsünür. Ve sonra sarisin kadinla kizil saçli olani esmere döner ve niye yanina bir sise su aldigini sorarlar.
- "Eger susarsam, yanimda içecek birseyim olmasi gerektigini düsündüm.." diye cevaplar esmer kadin.
Evet, bu çok akillica bir fikir, diye düsünür diger ikisi. En sonunda esmer ve kizil saçli kadinlar sarisina dönerler ve arabanin kapisini niçin söküp aldigini sorarlar.
- "Seyy.." der sarisin "..çok sicak olursa pencereyi açip serinlerim diye düsündüm de.."