7 Ocak 2010 Perşembe

SENİNLE YAŞLANMAK İSTİYORUM



SENİNLE YAŞLANMAK İSTİYORUM
Seneler Geçsin,Sen Beni bil ben seni bileyim istiyorum.
Benim olduğun kadar dostlarının,Dostlarının olduğun kadar benim ol istiyorum.
Nice sıkıntı ve zorluk yaşayıp anlatalım.
Yaşayalım ki,Öğrenelim hayatı ve destek çıkmayı.
Birbirimizin omuzlarında ağlamalıyız.
Sen çok dertlenip,içip arkadaşlarınla eve gelmelisin.
Paylaşmalı ve beraber sıkılmalıyız.
Öyle ki,yalnız sıkılmak sıkmalı bizi.
Yaşayalım ki,paramız olunca sevinelim.
Güzel günlerimizi,evimizde,bir şişe şarap ve pijamalarımızla kutlamalıyız.
Ya da bazen dostlarla ucuz biralar içerek….
Böylece yaşamalıyız işte.
Sonra çocuklarımız olmalı,
Düşünsene senin ve benim olan bir canlı.
Geceleri ağladıkça sırasıyla susturmalıyız.
Sen arada mızıkçılık yapmalısın.
Ve ben söylenerek sıranı almalıyım.
Yorgun olduğum için yemek yapmamalıyım,
Söylenerek yumurta kırmalısın.
Hava soğukken birbirimize sıkıca sarılıp yatmalıyız.
Zaman su gibi akıp giderken,Herşey yaşanmış bir hayatımız olmalı.
Herşeye rağmen hiç bıkmamalıyız birbirimizden.
Mutluda olsa,Kötüde olsa,Yaşadığımız günler bizim günlerimiz olmalı.
Saçlara düşünce yada gidince aklar,
Çocukları güvence altına alıp gitmeli bu şehirden.
Kavgasız,Her sabah cinayetle uyanılmayan,Sessiz bir yere gitmeliyiz.
Geceleri balkonda denizi seyredip,Sandalyelerimizde sallanmalıyız.
Eve gelip benden kahve istemelisin.
Çocuklar gelmeli ziyaretimize,
Geçmişteki hareketli günlerimizi anımsamalıyız.
Öyle sevmelisin ki beni,Bu yazdıklarım korkutmamalı seni,
Tebessümler açtırmalı yüzünde.
Birgün bu hayatı bırakıp giderken,
Sadece mutluluk olmalı yüzümüzde
Birbirimiz sevmenin gururu olmalı “HERŞEYDE”…..
CAN YÜCEL

ELMA & ŞARAP

Kadınlar ağaçtaki elma gibidir.
En iyileri en üst dallarda bulunur.
Erkeklerin coğu düşüp incinmekten korktukları için üst dallara uzanmak istemezler.
Onun yerine yere düşmüş çürükleri toplarlar çünkü onları elde etmek daha kolaydır.
Yukarıdaki elmalar ise kendilerinde ararlar suçu ve sorarlar kendilerine 'Nerede hata yapıyorum' diye.
Aslında gerçekten hatasız ve muhteşemlerdir.

Sadece doğru erkeğin ortaya çıkıp cesaretini ve yüreğini toparlayıp o üst dallara ulaşmasıdır bütün olay.
Lütfen bu gerceği iyi elma olan bütün kadınlarla paylaşın. (Dalından toplanmış olsalar bile)

Erkekler ise ...
iyi birer şarap gibidir.
Koruk olarak başlarlar, mayhoş ve tatsız...
Kadınlar tarafından canları çıkana kadar çiğnendikten sonra ancak bir yemeğin yanında gidecek kadar tatlanırlar...

SENİ DÜŞÜNMEK

Seni düşünmek güzel şey, ümitli şey,
Dünyanın en güzel sesinden
En güzel şarkıyı dinlemek gibi birşey...
Fakat artık ümit yetmiyor bana,
Ben artık şarkı dinlemek değil,
Şarkı söylemek istiyorum.

NAZIM HİKMET

TAZELENMEK İÇİN 10 İP UCU

Sabahları bir türlü uyanamıyor, azıcık hareket edince hemen yoruluyorsanız, bakımınıza ve yediklerinize dikkat ederek tazelenebilir, düşlediğiniz enerjikliğe kavuşabilirsiniz. Abur-cuburu kesmek ve nane çayı içmek zinde kalmak için yapmanız gerekenlerden birkaçı. İşte tazelenmek için diğer ipuçları...

Abur-cubur yemeyi kesin: Günde gereksiz kaç kalori aldığının farkında mısınız? Cipsler, kuruyemişler, çikolatalar... Bunları hayatınızdan bir süreliğine bile olsa çıkarttığınızda, hem kilo vermiş, hem de “tazelenmenin” en önemli aşamasını gerçekleştirmiş olacaksınız.

Soda banyosu yapın: Pompalı bir şişeye doldurduğun sodayı biraz buzdolabında bekletip, yüzünüze ve vücudunuza sıkın. En pahalı tonikten bile daha iyi sonuç alacağınızdan emin olabilirsiniz. Ünlüler öyle yapıyor!

Nane çayı için: Nanenin içerdiği mentol nedeniyle ferahlatıcı bir etkisi vardır ve kozmetikte en çok kullanılan bitkidir. Diğer bir faydası ise sindirimi kolaylaştırmasıdır. Yemeklerden sonra içeceğiniz bir fincan nane çayıyla hem toksinlerden arınırsınız, hem de kendinizi daha rahatlamış hissedersiniz.

Nefesinizi tazeleyin: Okaliptusun da tıpkı nane gibi ferahlatıcı bir etkisi vardır. Burun tıkanıklığına çok iyi gelir. Nefesi tazeleyerek ağız kokusunu önlemeye yardımcı olur.

Buz kompleksi yapın: Buzun da tıpkı soda gibi cildi ferahlatıcı etkisi vardır. Her sabah yüzünüzü yıkadıktan sonra, buzluktaki buz parçalarıyla boynunuza ve yüzünüze dairesel hareketlerle masaj yapın. Hatta aynısını göğüslerinizde de deneyebilirsiniz! <******>

Elma yiyin: Elma, bilinen en iyi detoks (arınma) meyvesidir. Vücudunu arındırmak için, her gece yatmadan önce bir tane elma yemeği deneyin. Hazımsızlık sorununuz varsa, elmanın kendisini yemek yerine suyunu içebilirsiniz.

Göz yorgunluğunu yok edin: Bir mendilin arasına rendelenmiş elma ya da iki dilim çiğ patates koyun ve birkaç dakika göz kapağınızın üzerinde bekletin. Gözlerindeki yorgun ifadenin kaybolduğunu göreceksiniz.

Enerjinizi artırın: Bunun en iyi yolu, küvete girmeden önce içine bir miktar biberiye atmak. Kendinizi çok daha iyi ve enerjik hissedeceksiniz.

Fresh parfümler kullanın: Baharatlı, ağır parfümler kullanmak, kendinizi daha çok yorgun hissetmene yol açacağından; tercihinizi hafif, çiçek kokulu parfümlerden yana kullanın. Hatta parfüm yerine deodorant kullanmayı deneyin

6 Ocak 2010 Çarşamba

GÜNÜN SÖZLERİ

Image Hosted by ImageShack.us

Cenap Şehabettin:
"Kadın olsun kitap olsun cildine aldanmayıp içindekilere bakılmalıdır."

Oscar Wilde:
"Erkekler kadınların ilk aşkı kadınlar da erkeklerin son aşkı olmak ister."

MEVLANA' DAN

Sonsuz bir karanlığın içinden doğdum.
Işığı gördüm, korktum.
Ağladım.

Zamanla ışıkta yaşamayı öğrendim.
Karanlığı gördüm, korktum.
Gün geldi sonsuz karanlığa uğurladım sevdiklerimi. ..
Ağladım.

Yaşamayı öğrendim.
Doğumun, hayatın bitmeye başladığı an olduğunu;
aradaki bölümün, ölümden çalınan zamanlar olduğunu
öğrendim.
Zamanı öğrendim.
Yarıştım onunla...
Zamanla yarışılmayacağını,
zamanla barışılacağını, zamanla öğrendim...

İnsanı öğrendim.
Sonra insanların içinde iyiler ve kötüler olduğunu...
Sonra da her insanin içinde
iyilik ve kötülük bulunduğunu öğrendim.

Sevmeyi öğrendim.
Sonra güvenmeyi...
Sonra da güvenin sevgiden daha kalıcı olduğunu,
sevginin güvenin sağlam zemini üzerine kurulduğunu
öğrendim.

İnsan tenini öğrendim.
Sonra tenin altında bir ruh bulunduğunu...
Sonra da ruhun aslında tenin üstünde olduğunu öğrendim.

Evreni öğrendim.
Sonra evreni aydınlatmanın yollarını öğrendim.
Sonunda evreni aydınlatabilmek için önce çevreni aydınlatabilmek
Gerektiğini öğrendim.

Ekmeği öğrendim.
Sonra barış için ekmeğin bolca üretilmesi gerektiğini.
Sonra da ekmeği hakça üleşmenin, bolca üretmek kadar
önemli olduğunu öğrendim.

Okumayı öğrendim.
Kendime yazıyı öğrettim sonra...
Ve bir süre sonra yazı, kendimi öğretti bana...

Gitmeyi öğrendim.
Sonra dayanamayıp dönmeyi...
Daha da sonra kendime rağmen gitmeyi...

Dünyaya tek başına meydan okumayı öğrendim genç yasta...
Sonra kalabalıklarla birlikte yürümek gerektiği fikrine vardım.
Sonra da asil yürüyüşün kalabalıklara karşı olması gerektiğine aydım.

Düşünmeyi öğrendim.
Sonra kalıplar içinde düşünmeyi öğrendim.
Sonra sağlıklı düşünmenin kalıpları yıkarak düşünmek
olduğunu öğrendim.

Namusun önemini öğrendim evde...
Sonra yoksundan namus beklemenin namussuzluk olduğunu;
gerçek namusun, günah elinin altındayken, günaha el
sürmemek olduğunu öğrendim.

Gerçeği öğrendim bir gün...
Ve gerçeğin acı olduğunu...
Sonra dozunda acının, yemeğe olduğu kadar hayata da
“lezzet” kattığını öğrendim.

Her canlının ölümü tadacağını,
ama sadece bazılarının hayatı tadacağını öğrendim.

Ben dostlarımı ne kalbimle nede aklımla severim.
Olur ya ...
Kalp durur ...
Akıl unutur ...
Ben dostlarımı ruhumla severim.
O ne durur, ne de unutur ...

MEVLANA

Jackson Brown dan hayat dersleri

1- Kendimi neşelendirmek istedigim zaman en iyi yolun baska birini neşelendirmeye çalışmak olduğunu öğrendim.

2 - Bir bebeğin evlilik sorunlarını çözemeyecegini öğrendim.

3- Bir tartışmayı tatlıya bağlamadan yatağa gidilmemesi gerektiğini öğrendim.

4- İşyerinde romantik iliskiler aranmamasi gerektiğini öğrendim.

5- İnsanin kendisinden daha sorunlu birisiyle evlenmemesi gerektiğini öğrendim.

6- Çalıştırdığımız insanlara iyi davrandığımızda, onların da müşteriye iyi davrandıklarını öğrendim.

7- Bir toplantida zekâmı ya da sohbetimi göstermek konusunda tercih yapmak gerektiğinde sohbeti seçmenin daha iyi olacağını öğrendim.

8- İnsanlara iyi davranmanın hiçbir maliyeti olmadığını öğrendim.

9- Gerçekten yaşamaya başlamak için emeklilik beklenirse, çok uzun bir süre beklenilmiş olunacağını öğrendim.

10-İyi kalpli olmanin mükemmel olmaktan daha önemli oldugunu öğrendim.

11-Bir domuza ve bir çocuğa istedikleri her seyi verirseniz sonuçta çok iyi bir domuzunuz ve çok kötü bir çocuğunuz olacağını öğrendim.

12-Kimle evleneceğin kararının hayatta verilen en önemli karar olduğunu öğrendim.

William GLADSTONE

Kristof Kolomb Amerika’yı keşfe çıktığı ilk yolculuğunda 50 yaşını çoktan aşmış durumdaydı.

Pasteur kuduz asısını bulduğunda 60 yaşındaydı.

Mimar Sinan, Süleymaniye camisini bitirdiğinde 70 yaşını geçmişti. Selimiye camisini tamamladığında ise 86 olmuştu.

Galileo, ayın günlük ve aylık çizimlerini yaparken 73 yaşındaydı.

Charlie Chaplin, 76 yaşında film yönetmenliği yaparak hala işinin başındaydı.

Goethe, en büyük eseri Faust'u ölümünden bir yıl önce, yani 82 yaşında bitirmişti.

Nobel ödüllü Alman doktor Albert Schweitzer 88 yaşına rağmen Afrika hastanelerinde durmaksızın çalışarak ameliyat yapıyordu.

Ressam Titian 99 yaşında hayata gözlerini yumdu. "Lepanto Savaşı" adlı ünlü tablosunu ölümünden bir yıl önce tamamladı.

Dört defa İngiltere başbakanı seçilen Gladstone, son kez göreve geldiğinde yaşı 83'du.

Gençlik hayatın belli bir çağı ile ilgili değildir.
İnsan, kendine olan güveni derecesinde genç, şüphesi derecesinde yaşlıdır.

Cesareti derecesinde genç, korkuları derecesinde yaşlıdır.
Ümitleri derecesinde genç, ümitsizliği derecesinde yaşlıdır.

Hiç kimse fazla yaşamış olmakla ihtiyarlamaz. İnsanları ihtiyarlatan, ideallerinin gömülmesidir. Seneler cildi buruşturabilir. Fakat heyecanların teslim edilmesi ruhu buruşturur. İnsanlar yaşadıkça yaşlandıklarını sanırlar, halbuki yaşamadıkça yaşlanırlar.

İnsan ihtiyar olmaya karar verdiği gün ihtiyardır.

Güzelliği görme yeteneğini kaybetmeyen asla yaşlanmaz.

Yaşlanmak bir dağa tırmanmak gibidir. Çıktıkça yorgunluğunuz artar. Nefesiniz daralır ama görüş alanınız genişler.

"Beynimiz yeni tecrübeler keşfettiği sürece insan genç sayılır."

HARİKA SÖZLER

Yaşlanarak değil yaşayarak tecrübe kazanılır,
zaman insanları değil armutları olgunlaştırır.
Peyami Safa

Oyun bittiğinde Şah ve piyon aynı kutuya girer.
İtalyan atasözü

Akıllı adamlar söyleyecek sözleri olduğu için,
aptallar illa konuşmak zorunda oldukları için konuşurlar.
Plato

Bir araya gelmek bir başlangıçtır,
beraberliği sürdürmek bir ilerleme.
Beraber çalışmaksa gerçek başarıdır.
Henry Ford

İNSANLAR,AĞAÇLARDAN DERS ALMALIDIRLAR;
NE ÜZERİNDE BARINAN KUŞLARIN,
NE GÖLGESİNDE YATAN İNSANLARIN,
NE DE VERDİKLERİ YEMİŞLERİN HESABINI TUTARLAR.

İnsanın kazandığı paradan değil,
paranın kazandığı insandan korkulur.

*Her insanın hayatında mutluluğa kavuşabilmesi için verilmiş bir saat vardır.
İş, o saati kaçırmamakta... (B. Fletcher)

* İnsan iki şeyi saklayamaz: Sarhoş olduğunu ve aşık olduğunu. (Antiphanes)

* Kazanmadan önce hak ettiğinize inanın. (Mike Ditka)

* İnsanlar sahip olduklarını küçümser, sahip olamadıklarını önemser. (Malcolm Forbes)

* Arkadaşlık aşktan daha zordur... Çünkü daha uzun sürer... (Harry Truman)

* Kadın, erkeğin ilgisinden çok ilgisizliğine karşı duyarlıdır. (Jules Janin)

* Bir anne oğlunu adam etmek için 20 yıl uğraşır, bir başka kadın adamın 20 dakikada aklını başından alır. (Anonim)

* Dostluk para gibidir, elde edilmesi kolay korunması zor. (Samuel Buttler)

* Başkalarını bilen kimse bilgili, kendini bilen kimse akıllıdır. (Lao-Tsze)

* Allah beni yandaşlarımdan korusun; ben kendimi düşmanlarımdan nasılsa koruyabilirim. (Marshall de Villars)



Taş devri taşlar tükendiği için değil, kafalar değiştiği için sona ermiştir.

Erdem, çıkarların çarpıştığı yerde belli olur.


Taşı delen suyun kuvveti değil, damlaların sürekliliğidir.


Çözümde görev almayanlar, sorunun bir parçası olurlar.


* Şehir, halkın hep birlikte yalnız kaldığı ortamdır. (Prochnow)
* “İyi bir insan olmak” ile "iyi bir yurttaş olmak" asla ayni şey degildir. (Aristo)
* Konuşurken hiçbir şey öğrenemezsiniz. (Lyndon B. Johnson)
* Para her şeyi yapar diyen adam, Para için her şeyi yapan adamdır. (Benjamin Franklin)


Başkalarının yolunda yürüyenler, ayak izi bırakmazlar.

• Kim daha korkak? Karanlıktan korkan çocuk mu yoksa aydınlıktan korkan büyük mu?

• Çevrelerine uymak için kendilerini yontanlar, tükenip giderler.

• Kuru pantolon ile balık tutulmaz.

Yaptığımız şeyler için pişmanlık zamanla geçer, ne var ki, yapmadığımız şeylere pişmanlığın çaresi yoktur. Sydney J. Harris

Gideceğiniz yeri bilmiyorsanız, vardığınız yerin önemi yoktur. P.Drucker

Gücüne eşit hayaller için dua etme. Hayallerine eşit güç için dua et. Micheal Nolan

Eğer ağaca çıkmak istiyorsanız, yıldızlara çıkmaya niyet edin, başarırsınız. Konfüçyüs

Onların peşinden gidecek cesaretiniz varsa, bütün rüyalar gerçek olabilir. Walt Disney

Mucize, enerjinizi korkularınıza değil rüyalarınıza verdiğiniz zaman başlar.

İnsanoğlunun yapacakları, hayal ettikleri ile sınırlıdır. Arthur C. Clarke

Umutla yolculuk etmek, gidilecek yere varmaktan çok daha zevklidir. Robert Louis
Stevenson

Politikacılar, gelecek seçimi; devlet adamları, gelecek kuşağı düşünür... İdealler o kadar değerlidir ...


Kusur değil,çare bulun.

Gerçekler acı değildir asıl kabullenmekdir zor olan.

Mutluluk bile haddini aşarsa azap olur.

Yitirdiğimiz dostların anısı çok eski bir şarabın acılığı gibi, mahyoş elmalar gibi hoşumuza gider.

Kötülük etmeyi bilmemek başka istememek başkadır.

Kuzgunlar sadece üzerine konacak leş ararlar.

Şahsiyet kazanmak uzun yıllar ister yıkılmak ise an meselesidir.

Hiç kimse başarı merdivenlerini elleri cebinde çıkmamıştır.

Para,
Büyük insanı alçak gönüllü yapar,
Normal insanı şaşırtır,
Küçük insanı kibirlendirir.

Karşındaki insana kulak ver. Aptal ve cahil oldukları zaman bile dinle onları
çünkü herkesin bir hikayesi vardır.

Okunu hedeften öteye atan okçu, okunu hedefe ulaştıramayan okçudan başarılı sayılmaz.

Zafer zafer değildir, yenilen düşman yenilgiyi kabul etmedikçe.

Herzaman kaybetmeyi ahlaksız bir kazanca tercih et.
İlkinin acısı bir an, ötekinin vijdan azabı bir ömür boyu sürer.

Gerçek yollculuk bir gözle birçok ülkeyi görmek değil,
Birçok gözle aynı ülkeyi görmektir.

Parayı,
Çocuk bakkalda,
Cimri hayalinde
Aptal heryerde
Akıllı yerinde harcar.


Yaşlanmak bir dağa tırmanmaya benzer.
Tırmandıkça nefesin daralır.
Yorgunluğu artar, ama görüş açın genişler.


Kuzgunlar sadece üzerine konacak leş ararlar.

Şahsiyet kazanmak uzun yıllar ister, yıkılmak ise an meselesidir.

Gerçekler acı değildir, asıl kabullenmekdir zor olan.

Para,
Büyük insanı alçak gönüllü yapar,
Normal insanı şaşırtır,
Küçük insanı kibirlendirir.


Karşındaki insana kulak ver. Aptal ve cahil oldukları zaman bile dinle onları.
Çünkü herkesin bir hikayesi vardır.

Mutluluk bile haddini aşarsa azap olur.

Yitirdiğimiz dostların anısı, çok eski bir şarabın acılığı gibi, mahyoş elmalar gibi hoşumuza gider.

Kötülük etmeyi bilmemek başka istememek başkadır.

Okunu hedeften öteye atan okçu,
Okunu hedefe ulaştıramayan okçudan başarılı sayılmaz.

Zafer zafer değildir, yenilen düşman yenilgiyi kabul etmedikçe.

Her zaman kaybetmeyi ahlaksız bir kazanca tercih et. İlkinin acısı bir an, ötekinin vijdan azabı bir ömür boyu sürer.

Gerçek yollculuk bir gözle birçok ülkeyi görmek değil,
Birçok gözle aynı ülkeyi görmektir.


Yaşlanmak bir dağa tırmanmaya benzer.
Tırmandıkça nefesin daralır.
Yorgunluğun artar, ama görüş açın genişler
Elmas yontulmadan, insan da yanılmadan mükemmelleşemez.
J. Jenkins

Randevuya her zaman zamanında gelmek, ötekinin gecikmesini onun yüzüne vurma sanatıdır.
Sir W. Scott

İnsan, yaşamının dörtte üçünü yapamayacağı şeyleri istemekle geçirir.
Goethe

Siz kendinize inanın, başkaları da size inanacaktır.
Montaigne

Çevremizi o kadar değiştirdik ki; şimdi bu yepyeni çevreye uyabilmek için kendimizi de değiştirmemiz gerekiyor.
A. Camus

İnsanoğlunun değeri bir kesirle ifade edilecek olursa; payı gerçek kişiliğini gösterir, paydası da kendisini ne zannettiğini, payda büyüdükçe kesrin değeri küçülür.
Tolstoy

Dünyaya gerçek bir dahi geldiğinde onu şu işaretten tanıyabilirsiniz. Tüm ahmaklar ona karşı birleşmişlerdir. Jonathan Swift

Babam iki tür insan bulunduğunu söylerdi. İşi yapanlar ve yapılan işten kendine kredi çıkartanlar. O, benden birinci grupta yer almam için çalışmamı istedi. Zira bu grupta diğerinden daha az rekabet vardı.
Indra Gandhi

Deha, insanın kendi ateşini yakmasıdır.
J.Foster

Boş teneke çok tıngırdar.
Türk Atasözü

Kuşlar gibi uçmayı, balıklar gibi yüzmeyi öğrendik. Ancak bu arada çok basit bir sanatı unuttuk: Kardeşçe yaşamayı!.....

İktisatçı; dün öngördüğünün bugün gerçekleşmediğini yarın açıklayabilen kimsedir.

Ne zaman insanlar benimle aynı fikirde olsa, hatalı olduğumu düşünürüm.
Oscar Wilde

Konuşmaya değer olanlarla konuşmazsan, insanları yitirirsin. Konuşmaya değer olmayanlarla konuşursan, sözcükleri yitirirsin. Bilenler insanları yitirmezler, sözcükleri de yitirmezler.”
Konfucyus

Her davranışında başkalarının onayını arayan kimseler hayatın birçok güzelliğini ıskalar.

Eğer siz kendinizi sevmiyorsanız başkası neden sevsin?

Kardeşlerimi Allah yarattı, fakat dostlarımı ben buldum.
Goethe

Gençler ihtiyarların aptal olduğunu sanırlar ama ihtiyarlar gençlerin aptal olduğunu bilirler.
George Chapman

Öyle horozlar vardır ki, öttükleri için güneşin doğduğunu sanırlar.
H.Dunant

Büyük beyinler fikirleri, orta beyinler olayları, küçük beyinler ise kişileri konuşur.
Hyman Rickover

Akıllı adam, aklını kullanır. Daha akıllı adam, başkalarının aklını da kullanır.
Bernard Shaw

Samimi olmayı vaadedebilirim; tarafsız olmayı asla.
Goethe

Aldığın her nefesi firsat bil, ot değilsin yeniden bitmezsin.
Ömer Hayyam

Dünyada kusursuz iki insan vardır. Biri ölmüştür, biri de doğmamıştır.
Çin Atasözü

Gözler kendilerine, kulaklar başkalarına inanırlar.

Gizemini kaybeden her şey bizim için önemini de yitirir.

Güçlü olan zayıf yanını herkesten daha iyi bilendir; daha güçlü olan, zayıf yanına hükmedebilendir.

Kötümser yalnız tüneli görür, iyimser tünelin sonundaki ışığı görür; gerçekçi hem tünelle birlikte ışığı hem de gelecek treni görür.
J.Harris


Bir insana gereğinden fazla değer verirsen ya onu kaybedersin ya da kendini.

Yumuşak olma ezilirsin sert olma kırılırsın. VICTOR HUGO

Küçük şeylere gereğinden çok önem verenler, elinden büyük iş gelmeyenlerdir. Eflatun

Cömertlik çok vermekle değil, zamanında ve nasıl vermekle ölçülür.

Köprüleri atma. Aynı nehri kaç kez daha geçmek zorunda kalacağına şaşıracaksın…

İlk kez tanıştığın insanlara, ne iş yaptıklarını sorma, onlarla ahbaplığını etiketlerinden bağımsız başlat...

Hastanedeki arkadaşlarını ve akrabalarını ziyarete git. Senin orada geçireceğin süre onlarınkinden çok daha kısa..

Bol bol gülümse, hem maliyeti sıfırdır, hem de bedeline paha biçilmez...

Cömertlik çok vermekle değil, zamanında ve nasıl vermekle ölçülür.

Bir insan, kilitli olmayan ama içeriye doğru açılan bir kapıyı itiyor ve çekmek aklına gelmiyorsa orada hapistir...
İnsanların ne kadar kötü olduğunu görmek beni hiç şaşırtmıyor, fakat bu yüzden hiç utanmadıklarını görünce hayretler için de kalıyorum.
GOETHE

İnsanlar yüksek mevkilere ulaştıkça tanrılaştıklarını zannederler,
düştükleri zaman insanlıklarının da elden gittiğini görürler.
Sokrat

İnsanlar başkalarının kusurlarını görmek hususunda keskin gözlere sahip
kartallara benzerler. Kendi kusurlarını görmekte ise başını kuma gömen
deve kuşuna.
Ey diken arayan kimse! Cennete girsen bile, orada senden başka diken
bulunmaz.
Hz. Mevlana

İnsan her yerde aynı insandır; bir insanın yaratılışında asalet
yoksa, kainatın tacını giyse yine de çıplak kalır.
Montaigne

Sis yelpaze ile dağıtılmaz.
JAPONYA

Şöhret kabiliyetin gölgesidir.
İNGİLTERE

İnsan dışı ile karşılanır, içi ile uğurlanır.
MOGOLİSTAN

Altın ateşle, kadın altınla, erkek kadınla imtihan edilir.
U.S.A

Ne kadar az yüksekten uçarsan, düştüğün zaman o kadar az incinirsin.
TİBET

Dikenler arasında güller yetişir.
ALMAN

Kadınlar gülebildikleri zaman gülerler, istedikleri zaman ağlarlar.
VENEZUELA

Kadın gölge gibidir, kendisini takip edenden kaçar önünden gidenin arkasından koşar.
KONGO

Evlenmeden evvel gözlerinizi dört açın. Evlendikten sonra yarı yarıya kapayın.
PORTEKİZ

Aşk ile öksürük hiç bir zaman saklanamaz.
AVUSTURALYA

Mutluluk herkesin hayatından bir kere geçer.
VENEZUELA

İnsanlar yaşadıkça ihtiyarladıklarını sanırlar, halbuki yaşamadıkça ihtiyarlarlar.
İSKOÇYA

Hakiki sevgi ayrılıkta unutulmaz.
BELÇİKA

Allahın gülü dikenli yarattığına hayret edeceğiniz yerde, dikenler arasında gül yarattığına hayret ediniz.
ARABİSTAN

Biri öteki kadar zengin olunca, kardeşler birbirlerini severler.
UGANDA

Evlilik bir kale gibidir. Dışarıdakiler oraya girmek için, içindekilerde dışarı çıkmak için uğraşır dururlar.
TAYLAND

Yaşını söyleyen kadın ya genç olduğu için kaybedecek bir şeyi yoktur, ya da yaşlı olduğundan kazanacak bir şeyi yoktur.
MALEZYA

Sevmek keman çalmak gibidir, bilmeyen kötü sesler çıkarır.
BOLİVYA

Çabuk gelen kötü şans, geç gelen iyi şanstan iyidir.
ARNAVUTLUK

Başkalarını azarlar gibi kendini azarla, kendini affeder gibi başkalarını affet.
ÇİN

Eski aşklar yanmış, sönmüş kömür gibi gayet kolay alev alır.
KOLOMBİYA

Erkek yaşını saklamaya, kadın ise saklamamaya başladığı zaman yaşlanmıştır.
PERU

Güzellik, tabiatın kadınlara verdiği ilk hediye, aynı zamanda geri aldığı ilk şeydir.
ŞİLİ

Ömrünün sonuna kadar eşşeğe binmektense, bir yıl ata binmek yeğdir.
HOLLANDA

Yatağa yattığım zaman, problemlerimi elbiselerimde bırakırım.
HOLLANDA

Aşkın tokadı üzüm gibi tatlıdır.
MISIR

Taşı delen suyun kuvveti değil, damlaların sürekliliğidir.
BREZİLYA

Hiç bir mutfak iki kadını alacak kadar zengin değildir.
SUDAN

Üç taşınma bir yangına bedeldir.
JAPON

Nisan yağmuru, Mayıs çiçeği getirir.
KANADA

Bir yalan ne kadar hızlı olursa olsun, hakikat ona yetişip geçer.
KENYA

Büyük acılar sessizdir.
İTALYA

Küçük üzüntüler konuşurlar, büyük dertler dilsizdir.
NİJERYA

Birleşmek başlangıçtır, birliği sürdürmek gelişmedir; birlikte çalışmak başarıdır.
U.S.A

İdealler yıldızlar gibidir, onları tutmak mümkün olmaz ama karanlık gecelerde yolumuza onlar rehberlik ederler.
FRANSA

Evinde huzurlu olmak istiyorsan eşinin bütün istediklerini yap.
NİJERYA

Yalan dört nala gider, gerçek adım adım yürür, fakat gene de vaktinde yetişir.
NORVEÇ

Biri sizi bir kez aldatırsa suç onundur. İki kez aldatırsa suç sizindir.
ROMANYA

Bir şekilde doğar, fakat bin bir şekilde ölürüz.
YUGOSLAVYA

Hak yenir ama hazmedilmez.
YUNANİSTAN

Bir adam en çok sevgilisini, en iyi şekilde ailesini, en uzun da annesini sever.
İRLANDA

Ağaç ne kadar yüksek olursa olsun, yaprakları yine de yere dökülür.
ÇİN

Küçük kazançlar servet getirir.
JAMAİKA

Eski sevgi paslanmaz.
İSVEÇ


Emanete ihanet etmeyin..

Halinizden şikâyet etmeyin..

Büyüğünüze emretmeyin..

Boş şeylerde ısrar etmeyin..

Cahillerle sohbet etmeyin.

Nefesinizi boşa tüketmeyin..

İnsanları bekletmeyin. .

Etrafınızı kirletmeyin.

Hayatinizi mahvetmeyin. .

Kimseye minnet etmeyin.

İnsanları yüzüne karşı methetmeyin. .

Kimseye küfretmeyin..

Kötülüğe meyletmeyin..

Sırrınızı açık etmeyin..

Her şeyi merak etmeyin..

Suçunuzu inkâr etmeyin..

Şerefinizi kaybetmeyin. .

Vatanınızı terk etmeyin..

İyiliğe niyet edin..

Büyüklere hürmet edin..

Sıkıntıya sabredin.

Aza kanaat edin..

Sözünüzde sebat edin..

Bildiğinizle amel edin..

Hatanızı kabul edin..

Yaramaz ise def edin..

Varken tasarruf edin..

Âlimlerle sohbet edin..

Nefsinizle inat edin..

Sofranıza davet edin..

Zararlıysa men edin..

Seviyorsanız ifade edin..

Kalpleri fethedin..

Misafire ikram edin..

Muhtaca yardım edin..

Bilseniz de istişare edin..

Tehlikeye dikkat edin..

Hakkı teslim edin..

Unutacaksanız kaydedin..

Esirgemeyin lütfedin..

Gariplere merhamet edin..

Kazanmaya gayret edin..

Çalışanı takdir edin..

Başarıyı tebrik edin..

Mazereti kabul edin..

Her an tevekkül edin..

Hastaları ziyaret edin..

Çocuğunuzu terbiye edin..

Herkese tebessüm edin..

Güvenseniz de kontrol edin..

İnanmayana ispat edin..

Fakirleri gözetin..

Hayır, için sarf edin..

Anonim


Gelecek, bugünden ona hazırlananlara aittir.
Malcolm X

Erkek çocuk ile babası arasındaki tek fark
oyuncaklarının fiyatıdır.
Jurg Weber

Hayat da masal gibidir; ne kadar uzun olduğu değil, ne kadar iyi olduğu önemlidir.
Seneca

Kişilikli olmak, kimse görmediği zaman da doğru olanı yapmaktır.
J. C. Watts

CEBİNİZE OLAN SEVGİNİZ,
VATANINIZA OLAN SEVGİNİZİN ÖNÜNE GEÇMESİN...

3 kuruşluk adama 5 kuruşluk muamele yaparsan kalan 2 kuruşlada
SENİ HARCAR...

5 Ocak 2010 Salı

EN SEVDİĞİNİZ KELİME NEDİR ?

Image Hosted by ImageShack.us

Dünyanın en güzel, en duygulu kelimesi nedir sizce?

Hani şöyle, yürekten söylendiğine de inanıyorsanız, kulağınıza en içten gelen, duymaktan keyif aldığınız bir kelime var mı düşünün bakalm.

Benim var; CANIM

Altı üstü beş harften iki heceden ibaret, ama nasıl da gönül dolusu bir kelimedir o. Çapından beklenmeyecek ne çok duyguyu barındırır içinde.

Bazen sağlam bir omuz, bazen şefkatli bir diz olup girer hayatımıza.
Bazen sevgi dolu bir anne, bazen güçlü bir baba olup akar kulağımızdan yüreğimize.
Bazen anlayışlı bir eş yada sevgilinin ağzında can bulur telefonun diğer ucunda.
Bazen dostla içilen sabah kahvesinde hayat bulur iki çift laf arasında.

Önemsenilmeyi, omuz vermeyi, ihiyaç duyulan bütün duyguları barındırır yani bence içinde.

Elle tutulur bir şey olsaydı, yumuşak, mor renkli, bahar kokulu ve tatlı birşey olurdu herhalde. :-)

Şu sözcüklerin güzelliğine bakarmısınız;

Günaydın canım,
Kolay gelsin canım,
Sen dert etme ben hallederim canım,
Öptüm canım,
Aferin sana canım kızım /oğlum,
Sabah ola hayır ola canım,
Geciktin, endişelendim canım,
Özledim canım,

Seni seviyorum canım,
Bende canım...

Çok samimi, çok içten sözcükler değilmi?

Bu böyle uzayıp gider elbette, ama hepinizin CANına sağlık olsun diyerek burada noktalıyorum.

Herkese mutlu günler, müjdeli haberler dilerim.
Sevgilerimle,
Güngör Ekinci

ŞİİR KEYFİ

Kim demiş haram nedir bilmez Hayyam...
Ben haramla helali karıştırmam…
Seninle içilen şarap helaldir…
Sensiz içilen su bile haram……
ÖMER HAYYAM

&&&&&

Yalnızlığa dayanırım da,
Bir başınalığa asla
Yaşlanmak hoş değil, duvarlara baka baka
Bir dost göz arayışıyla,
Saat tıkırtısıyla... Korkmam..!
Geçinip gideriz biz mutluluğa,
Ama;
"Günün aydın,
akşamın iyi olsun" diyen biri olmalı,
Bir telefon sesi çalmalı,
Ara sıra da olsa kulağımda...
Yoksa, zor değil, hiç zor değil,
Demli çayı bardakta...
Karıştırıp, bir başına yudumlamak doyasıya.

Ama:
" çaya kaç şeker atarsın?"
Diye soran bir ses olmalı ya
Ara sıra..!
Can Yücel

&&&&&

Geldiğimde,
Geldiğimde notun duruyordu masanın üzerinde
Sekizde yatmıştın
Saatime baktım sekizi beş geçiyor
O gün anladım bu ilişkinin yazgısını
Takvim tutmazlığı
Aramızda düşman gibi duran zamanı
O gün anladım
Senin bana erken
Benim sana geç kaldığımı..
MURATHAN MUNGAN

&&&&&

Yalnızlık yaşamda bir an,
hep yeniden başlayan...
dışından anlaşılmaz.
ya da kocaman bir yalan,
kovdukça kovalayan
paylaşılmaz...
bir düşünce beni sana ayıran,
yalnızlık paylaşılmaz.
paylaşılsa yalnızlık olmaz...
ÖZDEMİR ASAF

BİR ÖMÜR BOYU BERABERLİK DEDİKLERİ BU OLSA GEREK...

Yaşlı bir bey, sabah erken evinden çıkmış, yolda ilerlerken, bir bisikletlinin çarpmasıyla yere yuvarlanmış ve hafif yaralanmış. Sokaktan geçenler yaşlı beyi hemen en yakın sağlık birimine ulaştırmışlar.
Hemşireler, önce pansuman yapmışlar ve 'biraz beklemesini ve röntgen çekerek her hangi bir kırık veya çatlak olup olmadığını inceleyeceklerini' söylemişler.
Yaşlı bey huzursuzlanmış; "acelesi olduğunu, röntgen istemediğini" söylemiş. Hemşireler merakla acelesinin nedenini sormuşlar.
"Eşim huzur evinde kalıyor. Her sabah birlikte kahvaltı etmeye giderim, gecikmek istemiyorum" demiş.
"Eşinize haber iletir gecikeceğinizi söyleriz" deyince.
Yaşlı adam üzgün bir ifade ile "Ne yazık ki karım Alzheimer hastası hiç bir şey anlamıyor, hatta benim kim olduğumu dahi bilmiyor" demiş.
Hemşireler hayretle "Madem sizin kim olduğunuzu bilmiyor neden hergün onunla kahvaltı yapmak için koşuşturuyorsunuz?" diye sormuşlar.

Adam buruk bir sesle "Ama ben onun kim olduğunu biliyorum" demiş.

4 Ocak 2010 Pazartesi

Vaaay beee

Fatih Altaylı’dan "vaaayyy beee" dedirten bir yazı ulaştı elime. E tabii birşey bana gelir de size ulaşmaz mı hiç. Aşağıda yayınlıyorum hemen.

Ama asıl Merih Tüzün’ün teorisine bayıldım, allah allah kendimden birşeyler mi buldum ne.

Fatih Altaylı’dan çerez tabağı teoremi-1

Galatasaray Lisesi’nden bir arkadaşım hala evlenmedi. Geçenlerde "Yeter artık. Evlen de çoluk çocuk sahibi ol" dedim. Aşağıdaki teoriyi aktardı:
Bir kuruyemiş tabağı kalabalık bir grubun önüne geldiği zaman sırasıyla önce antepfıstıkları , ardından bademler, sonra fındıklar gider. En sona beyaz ve sarı leblebiler kalır. Eğer belli bir yaşa kadar evlenmemişsen de durum farklı olmaz. Ya kalan leblebiler ve ayçekirdekleri ile idare edersin, ya da olur ya bir fıstık bulurum diye tabağı karıştırır durursun..

Çerez tabağı - 2
Bu yazı üzerine, bazı okurlarımdan eklemeler geldi. Ben tabakta en sona kalanların sarı ve beyaz leblebiler olduğunu yazmıştım.Mektep arkadaşım Merih Tüzün şöyle yazmış:
"Sevgili Fatih, aynı tabakta ucu açılmamış kabuklu şam fıstıkları da kalır. Herkes bir eller, bakar ama kimse açmaya cesaret edemez, tabağa geri bırakır. Onlara ulaşmak cesaret ister. Dişine güveneceksin kıracaksın ki, içinde gizlediği lezzete ulaşabilesin. Ama risklidir, dişini kırabilirsin. "

Şairin dediği gibi: "Daha ne güzellikler var dı derinlerde. Bazen korktuk.. Bazen gücümüz yetmedi."

Vaaaayyyy beeeee.

FIKRA / GÜZİN ABLA

Ben çok güldüm... Sizin de yüzünüzde tebessüm oluşturmasını dileyerek aşağıdaki alıntıyı yayınlıyorum...

Sevgili Güzin abla,
Ben 17 yaşında bir genç kızım. İnternette kendime yeni bir arkadaş edindim.Onu çok seviyorum...Oda beni seviyormuş . Bana seni ailemle tanıştırıcam dedi. Buna çok sevindim, beni evlerine davet etti. Ailesi ile tanıştırmak için. Evlerine gittiğimde evde kimse yokdu. Bana birazdan gelirler dedi. Onları beklerken birer kola içelim dedi. Bende olur dedim.Odası na geçtik, kolamızı içerken erkek arkadaşım birden uyumaya başladı.
Güzin abla sence erkek arkadaşımın hastalığı ne ?

GÜZİN ABLANIN CEVABI:

- Kızım seni anan Kadir Gecesi doğurmuş

HERKES GİBİSİN

Gönlümle baş başa düşündüm demin;
artık bir sihirsiz nefes gibisin.
Şimdi ta içinde bomboş kalbimin
akisleri sönen bir ses gibisin.

Maziye karışıp sevda yeminim,
bir anda unuttum seni, eminim
kalbimde kalbine yok bile kinim
bence artık sen de herkes gibisin.

Gözlerim gözünde aşkı seçmiyor
onlardan kalbime sevda geçmiyor
ben yordum ruhumu biraz da sen yor
çünkü bence şimdi herkes gibisin.

Yolunu beklerken daha dün gece
kaçıyorum bugün senden gizlice
kalbime baktım da işte iyice
anladım ki sen de herkes gibisin

Büsbütün unuttum seni eminim
maziye karıştı şimdi yeminim
kalbimde senin için yok bile kinim
bence sen de şimdi herkes gibisin
Nazım Hikmet Ran

3 Ocak 2010 Pazar

2010 DA HAYALLERİNİZİN KAPISI GERÇEĞE AÇILSIN

Image Hosted by ImageShack.us

Yeni yıla bir saat kalana kadar, Nevin teyzeciğimin doğum günü kutlamasındaydık.
Canım teyzeme, bir arada olmamızın mutluluğunu paylaştığımız, şaşadan uzak ama çok samimi, mini bir kutlama yaptık.

Kendisini buradan bir kez daha kutluyor, uzun ömürler diliyorum.
Teyze sen her şeyin en güzelini hak ediyorsun. Kalbinden geçen ne varsa bu yıl hepsinin gerçek olmasını dilerim, seni çok seviyorum.

Yeni yıla evimiz de girdik. Evimizin önüne yapılan apartmanlardan dolayı ne yazık ki manzaramız kapandı. Havai fişeklerin sadece sesini duyar olduk. Ama yine de saatler 24:00’ı gösterdiğinde balkona çıktım. Atıldığı yerlerde kıyametlerin koptuğuna emin olduğum, insanın aklına coşkuyla kutlanan mutlu eğlenceleri getiren havai fişeklerin sesini dinledim. Yüzümde oluştuğunu hissettiğim mutlu ifade ile kapadım gözlerimi. Kapadım ve şükrettim.

Doğruyu söylemek gerekirse 2009 yılı benim açımdan pek parlak sayılmazdı. Buna rağmen düşününce, hayatımda şükredilecek ne çok şey olduğunu bir kez daha fark ettim umutla ve mutlulukla.

Şükrettim, sağlığım var.
Şükrettim, sağlıkla, mutlulukla kucaklaşıp, birbirimize gelecekle ilgili iyi dileklerde bulunabildiğimiz bir ailem var.
Şükrettim, severek yaptığım bir işim var.
Şükrettim, çok sevdiğim ve aynı şekilde sevildiğime inandığım dostlarım var.
Şükrettim, soğuk bir evimiz değil, sıcak bir yuvamız var.
Şükrettim, yeni yıla girdiğimiz daha ilk dakikalarda beni hatırlayıp arayanlarım var.
Şükrettim, sonsuz bir yaşama sevincim ve içimde kanat çırpan umutlarım var.
Şükrettim, istediğim şekilde yön verebildiğim bir hayatım var.
Şükrettim, en sıkıntılı anlarda birden bire hayatıma bir sihirli değnek dokunduran Allahım var.

Ve arkasından dua ile sıvadım şükürlerimin üstünü.

Dua ettim, bütün bunların hayatımda hep olması için.
Dua ettim, 2011 yılına girdiğimiz yılbaşı gecesinde bunların iki, hatta üç katı sayabilecek durumda olmak için.
Dua ettim, 2010 yılı için hazırladığım kalkınma planımın tamamını uygulayabilecek fırsatları yakalayabilmek için.
Dua ettim, ülkemizde ve dünyamızda barışın sağlanması için.
Dua ettim, herkesin evinin barkının olması ve tencerelerinin hep kaynaması için.
Dua ettim, renkli televizyonumuzun kan rengi değil, toz pembe göstermesi için.
Dua ettim, hırsızlığın, hayırsızlığın, yolsuzluğun, yokluğun, yok olması için.
Ve dua ettim, daha biiiiiirrr çok şey için.

Sonra lokum yeğenim Emirhan’ımı aldım karşıma, oynadık, zıpladık, eğlendik dakikalarca.

Arkasından çok sayıda batıl inancı olan bir arkadaşınız olarak YILBAŞI GECESİ YAPILMASI GEREKENLER yazımda belirttiğim bir çok inancımı da yerine getirerek hafifledim.

Derken ev halkı birbirlerine tekrar iyi dileklerde bulunarak, evlerine, odalarına çekildi teker teker. Ben de kadim dostlarıman Ali beyin, doğum günü hediyesi olan kitabımı alıp uzandım yatağıma. 31 Aralık sabahı, saat yedi de açılan gözlerim, 1 Ocak sabahının ancak saat dördüne kadar dayanabildi uykusuzluğa.

Harika bir gecenin sonunda harika bir güne uyandım çok şükür.
Bundan sonra her şeyin daha da harika olması tek isteğim.
Allah hepimizin gönlüne göre versin arkadaşlar.
2010 yılında aklınızdan geçen ne varsa hepsinin hayırlısı ile gerçekleşmesini diliyorum. Tabiî ki sağlıkla, huzurla, mutlulukla, umutla…

Sevgilerimle,
Güngör Ekinci