28 Haziran 2012 Perşembe

Filiz´le Barcelona´da...

Eveeeet, 
nerede kalmistik? 
Filiz´cigim bana harika bir surpriz yapip, uç guzel gun geçirmek için Ispanya´ya gelmisti. 

Iste bu kafe´de Filiz´ímizle sarmas dolas oldukdan sonra,
 once birseyler yiyip sonra Barcelona sokaklarinda dolasmaya ve son olarak da sehirdeki balmumu muzesini gezmeye karar verdik.



Fakat ne yazikki elimde ogune dair çok fazla fotograf yok.  Çunku hem yasadigim tatli soku atlatmaya çalismakdan,  hem de Filiz´le  o kunudan bu konuya atlayip, gorusmeyeli neler yaptigimizi bir çirpida birbirimize anlatmaya çalismakdan,  ikimizde çevreye çok fazla dikkat edemedigimizi ancak ertesi gun kahvaltida fark ettik. 
  

Onun için fotograf makinama takilanlari ve gozume çarpan ayrintilari,  Canimin içinden kopya çektigim  bilgilerle harmanlayarak  paylasabilecegim sizlerle. Fotograflari uzerlerine tiklayarak buyutebilirsiniz.


 Once sunu belirteyim,  daha İspanya kurulmadan yüzlerce yıl önce,  Katalan bir asilzade aile tarafından kurulmuş Barcelona.
Bu nedenle Barcelona´lilar kendilerini Katalan olarak kabul edermis. Kendilerine ait farkli bir dilleri, kulturleri hatta mutfaklari varmis. Sehirde hem Ispanyolca hem Katalanca konusuluyormus. 





 Unlu ressam Picasso'da uzun yillar burada yasamis. Ressamın 2,500 'den fazla eserini  de Museo Picasso 'da görmek mümkünmus.

 
Limanın çok yakininda  Christopher Columbus´un eli ile Amerika´yi gosterdigi heykeli bulunmakta.

 
Sokakda kilikdan kiliga girmis çok fazla gosteri sanatçisi var.  Herbiri farkli kiyafetlerle birseyi sembolize edip anlatmaya çalisiyor. Hiç hareket etmeden gozlerini bile oynatmadan  durabiliyorlar. Hatta ben once heykel zannettim.  Megerse onlerindeki kutuya  para attigin zaman hareket ediyorlarmis.

Mesela benim yaninda durdugum kisi Christopher Columbus ´u canlandiriyor. Onundeki kutuya para atinca elindeki haritasina bakip, bir ustteki fotografda gordugunuz Columbus gibi o da Amerika´yi gosteriyor.
Diger yandaki para sesi ile çayini yudumlamaya basliyor. Birden hareket edince korkan çocuklar oluyor gerçi ama genelde herkesin çok ilgisini çekiyorlar.  Barcolana´ya ilk kez gelip bu gosteri sanatçilarinin yaninda fotograf çektirmeyen neredeyse yok gibi. 

 
Fark edilir çoklukda heykel ve birbirinden guzel mimariye sahip yapilar hemen goze çarpiyor. 
Canimin Içi, yapitlarinda dagdan, tasdan, agaçdan diyebilecek kadar doganin her parçasindan etkilenmis olan Gaudi´nin eserlerini yaparken Kapadokyadan da ilham aldigini soyluyor. 



Burasi  birbirine baglanan 5 caddeden meydana gelen La Rambla isimli çok uzun bir yaya bulvari.  Ben bizim Istiklal caddesine çok benzettim. Burasi Barcelona´nin en unlu, en eglenceli, en hareketli, en donanimli, kafesi, magazasi, muzesi  kisaca herseyin en bol oldugu yeriymis. Burada sehre ait her turlu hatiraligi, hediyelik esyayi da bulmaniz mumkun.
 Asiri kalabalik olan sokaklarda yerli halka rastlamak imkansiz denecek kadar zormus. Her yil çok sayida turiste ev sahipligi yapan, tarihin kulturle iç içe geçtigi kozmopolit bir sehirmis Bercelona. Turkiyeden de çok fazla ziyaretçisi olurmus. 



Hiçbirseyin siradan olmadigi sehirin limani da oldukca estetikti.

 
Ticari taksiler iki renkli olup sarisinin tonu da Istanbul ticari taksileri ile ayni renkte:-))

Burasi da MUSEO DE CERA DE BARCELONA yani balmumu muzesinin giris kapisi.

Papa´lar.
 
Cleopatra ve Marco Antonio,  ille de Filizle ve benimle fotograf çektirmek isteyince kiramadik :-))


                                        Alice harikalar diyarinda. Arkasinda Pinokyo.

                                    Sol bastaki Bill Clinton, konusma yapan Yaser Arafat.

Bu fotografda beni adlarini hatirlamadigim dusunurlerle dusunurken goruyorsunuz.

Don Kisot- Cervantes
Avrupanın büyük yazarlarindan Cervantes, 1571 yılında Osmanlılara karşı yapılan İnebahtı Savaşına katılmış ve bir elini kaybetmiş. 1575 yılında da İspanya’ya dönerken bindiği İspanyol gemisi, Cezayirli Türkler tarafından kuşatılmis. Cezâyir’de 5 yıl esâret hayâtı yaşayan Cervantes, daha sonra İstanbul’a yollanilmis. Tam da bu sıralarda Kaptanıderya Kılıç Ali Paşa, Tophâne’deki Kılıç Ali Paşa Câmiini yaptırıyormus. Cervantes de Câmi inşâatında duvar işçisi olarak çalıştırılmis. Esim Cervantes´in Don Kisot isimli eserini Osmanli donemindeki eseret hayati sirasinda yazdigini soyluyor. Hatta bir rivayete gore Akdeniz’de 5 yıl boyunca Osmanlı askerleri ile savaşan Cervantes, Türklerden o kadar korkmuş ki, Don kişot gibi bir hikâyeyi yazmış. Hikâyedeki yel değirmenlerinin Türkleri, Don Kişot´un da aptal bir savaşçıyı temsîl ettigi soylenirmis. Yani Cervantes bu hikâyede Türklerle savaşmanın aptallık olduğunu vurgulamıştır deniliyormus.


                                    Picasso ve Salvador Dali ayni karede.


                                  Filizcigim  Ispanyol dansçiya eslik ederken.

     
Bir Kafkas kartali.

                                Che guevara benim elimi sikti,
                                        ama Filiz´i optu :-)
                                      Buranin iyilikleri ile bilinen onemli bir rahibesi var; Rahibe Teresa. Bu fotografta da ben, Rahibe Teresa, ve baska bir iyilik melegi Leydi Diana ayni karedeyiz.
 Muzenin baska bir bolumunde de korku tuneline giriyorsunuz. Fotografta tunele girisimizi goruyorsunuz. Bu arada belirteyim ki bu bolum hiç korkunç degil ama ilginçti.


Barcelona´dan aktaracaklarim bukadar.
Ama Filizimle geçirdigimiz uç gunumuz, 
Filiz´le  Barcelona´da,     Filiz´le Zaragoza´da    ve   Filiz´le Huesca´da olarak uç bolum seklinde huzurlarinizda olacak. 
Bizi izlemeye devam edin... :-) 
SevgilerImle,
Gungor Ekinci Saglik

6 yorum:

Sevginin Ruhu dedi ki...

Ne güzel bir gün olmuş. Darısı başımıza. Hayal etmekten kim ölmüş. Sevgiler.

Bir Dut Masalı - nUnU dedi ki...

güngörcüm bayıldım resimlere !!
harika bir post ..

keyfiniz çok olsun.
Yaşasın Yaz :)

Güngör Ekinci Saglik dedi ki...

Sevgili Sevginin Ruhu
ve sevgili Nunu´cum,
Çok tesekkur ederiz. Hayal ettiginizden de guzel bir yaz geçirmenizi diliyor, sevgilerimi gonderiyorum.

Asuman Yelen dedi ki...

Ne keyifli bir gezi ve ne keyifli bir post.
Hemmen devamını yolla ey sevgili dost...

GÜLER dedi ki...

HEPSİ ÇOK GÜZEL

Güngör Ekinci Saglik dedi ki...

Sevgili guzel dost Asuman hanim,
ve sevgili kardesim çok tesekkurler. Simdi Zaragoza fotograflarini hazirliyorum. Malum yuklemek biraz zaman aliyor.
kocaman opucukler ve sevgiler...