29 Haziran 2012 Cuma

Filiz´le Zaragoza´da...


Filiz´imle ikinci gunumuzu,  Canimin Içi ile yasadigimiz sehir olan Zaragoza da geçirdik. 
Zaragoza Ispanyanin 5. Buyuk sehri olup Aragon bolgesinde bulunmaktadir.  M. Ö 19 yüzyıla kadar uzanan  geçmisi nedeni ile tarihi yapıları bakimindan çok çok  zengin bir şehir burasi. Tabiki koca sehri birgunde gezme imkanimiz yoktu. Ama sabahdan aksama kadar elimizden geldigi kadar dolasip fotograf çekmeye çalistik. 
Hem yasadigim sehir hakkinda biraz daha fazla bilgi verebilmek hem de Zaragozaya gelmek isteyenlere on bilgi olmasi için bu yazimda, hem Filizle çektigimiz fotograflardan, hemde daha once çektigim fotograflardan bir demet sunmak istedim sizlere.

Açikcasi Istanbul´dan sonra çok kuçuk gelmis olsada Barcelona ve Madrite 300 er Km. mesafedeki bu sehri çok sevdim ben.

Ozellikle evden çiktikdan sonra yoluma devam etmek için uzerinde geçmem gereken bir kopru var. 
Kopru,  Ebro nehrinin ( Ispanya´nin en uzun ırmağı olan Rio de Ebro)  uzerinden geçiyor. Koprunun tam uzerinde unlu Pilar katedralinin sahane manzarasi karsiliyor sizi. Yukaridaki  Pilar fotografini bu kopruden çekmistim.  Zaragozaya gelip de Pilari gormemek olmaz, gerçekden sahane bir katedral. Onun için daha sonra ayri bir yazi hazirlayacagim. 




Pilarin bulundugu meydanda  Belediye binasi ve simdi sergilerin gerçeklestirildi yine tarihi baska bir bina daha bulunmaktadir.   




Ayrica meydanda,çok sayida  restoran ve kafeterya da bulunuyor. Meydandan, şehir merkezine giderken, cadde ve sokaklarda rahatlikla yürüyüşde  yapabiliyor. 


Yuzyillar oncesinde  burasi Muslumanlar, Yahudiler ve Hristiyanlar arasinda elde ele geçtigi için uç kulturun mimari stillerine ait ozellikler tum yapilarda kendisini gostermektedir








Hatta her yil ayni donemlerde  Mercadomediabal adinda bir etkinlik duzenleniyor. Bu yilin etkinligi de 2 hafa once  duzenlendi. Daha onceden tespit edilen alanlara Musluman, Yahudi ve Hristiyan pazarlari kuruldu. Her yorenin kendisine ait esyalarinin satisa sunuldugu ve adeta karnaval seklinde geçen uç gunluk  Pazar oldukça ilgi gordu.




Zaten buranin etkinlikleri giç bitmez daha 2 ay once de biliyorsunuz Semana Santa kutlamalarinin goruntulerini paylasmistim sizlerle.
Bu da baska bir etkinlik goruntusu.


                                        Yerkure

Fuente Ispanidad : Ispanyolca konusan ulkelerin haritasi yapilmis ve uzerinden selale seklinde su akiyor.



Parque Grande ismindeki Buyuk Park. Geçen haftasonu duse kalka da olsa 1 saat içinde bisiklete binmeyi ogrendim bu parkda.


Burada bisikletler de araba kadar çok tercih ediliyor. 
Zaten bu nedenle sehir trafigi de ona gore organize edilmis durumda. Her kose basinda, her kavsakda mutlaka bir yaya geçidi ve birde bisiklet geçidi gormek mumkun. Tabiki bisiklet park yerleri de unutulmamis. Trafik isiklari bile bisiklet kulanicilarini da dikkate alarak duzenlenmis. Kadin, erkek, genç, yasli herkes bisiklet kullaniyor. 




Saray Arap ve Hiristiyan mimari stillerinin karisimi olarak yapilmis. Ilk yapildiginda Halifelerin alt kadrosunda çalisan grubun çalisma yeri olarak kullanilmis. Hiristiyanlar burayi aldikdan sonra kendi ihtiyaç alanlarina gore yeniden duzenlemisler. Devrin Aragon krali burayi askeri bolge olarak kullanmis. Içinde hapishanesi ve bazi gizli bolmeleri de varmis. Fransizlara karsi yapilan savasda kale olarak kullanilmis. Suan da parlamento binasi olarak da kullaniliyor. Bu nedenle bazi bolumleri rahat kullanim alani saglamak için modernize edilmis durumda. Ispanya için çok onemli olan bu saray UNESCO dunya miraslari listesine alinmistir. Ustteki fotograf parlamento binasindan, alttaki forografi sarayin girisinden çekmistim. 



                      Aljaferia Sarayi ( Caferaga Sarayi)

Manasterio de piedrada çektigim birbirinden guzel fotograflara ve ayrintilara  SURADAN ve BURADAN tiklayarak ulasabilirsiniz. Buraya mutlaka birgun ayirmak ve Zaragozaya kadar gelmisken ugramadan gitmemek gerekiyor.







Her kosebasinda, magaza ve kafe onunde sokak muzisyenlerine denk gelmeniz mumkun.


Burada neredeyse her ailede bir kopek var hatta kimisinde birden fazla.   Kimisi yalnizligini gidermek için, kimisi bir ugras, bir hobi olsun diye, o veya bu sebeple herkes en az bir kopek edinmis. Inanin burada ulke ekonomisini etkileyecek kadar çok kopek var. Bizim gibi kopegi olmayan aileler parmakla gosterilecek kadar az. 


Zaragozayi dolastigimiz gunun gecesinde yorgunlukdan bayilacak gibiydik neredeyse. Canim Filizcim hatirliyormusun meydanda gulme krizine tutulmustuk ikimizde :-))) 
En kisa surede tabir yerinde ise survivor :-)) maceramiza ait fotograflairmizi paylasicam.
Sevgilerimle.
Gungor Ekinci Saglik




28 Haziran 2012 Perşembe

Filiz´le Barcelona´da...

Eveeeet, 
nerede kalmistik? 
Filiz´cigim bana harika bir surpriz yapip, uç guzel gun geçirmek için Ispanya´ya gelmisti. 

Iste bu kafe´de Filiz´ímizle sarmas dolas oldukdan sonra,
 once birseyler yiyip sonra Barcelona sokaklarinda dolasmaya ve son olarak da sehirdeki balmumu muzesini gezmeye karar verdik.



Fakat ne yazikki elimde ogune dair çok fazla fotograf yok.  Çunku hem yasadigim tatli soku atlatmaya çalismakdan,  hem de Filiz´le  o kunudan bu konuya atlayip, gorusmeyeli neler yaptigimizi bir çirpida birbirimize anlatmaya çalismakdan,  ikimizde çevreye çok fazla dikkat edemedigimizi ancak ertesi gun kahvaltida fark ettik. 
  

Onun için fotograf makinama takilanlari ve gozume çarpan ayrintilari,  Canimin içinden kopya çektigim  bilgilerle harmanlayarak  paylasabilecegim sizlerle. Fotograflari uzerlerine tiklayarak buyutebilirsiniz.


 Once sunu belirteyim,  daha İspanya kurulmadan yüzlerce yıl önce,  Katalan bir asilzade aile tarafından kurulmuş Barcelona.
Bu nedenle Barcelona´lilar kendilerini Katalan olarak kabul edermis. Kendilerine ait farkli bir dilleri, kulturleri hatta mutfaklari varmis. Sehirde hem Ispanyolca hem Katalanca konusuluyormus. 





 Unlu ressam Picasso'da uzun yillar burada yasamis. Ressamın 2,500 'den fazla eserini  de Museo Picasso 'da görmek mümkünmus.

 
Limanın çok yakininda  Christopher Columbus´un eli ile Amerika´yi gosterdigi heykeli bulunmakta.

 
Sokakda kilikdan kiliga girmis çok fazla gosteri sanatçisi var.  Herbiri farkli kiyafetlerle birseyi sembolize edip anlatmaya çalisiyor. Hiç hareket etmeden gozlerini bile oynatmadan  durabiliyorlar. Hatta ben once heykel zannettim.  Megerse onlerindeki kutuya  para attigin zaman hareket ediyorlarmis.

Mesela benim yaninda durdugum kisi Christopher Columbus ´u canlandiriyor. Onundeki kutuya para atinca elindeki haritasina bakip, bir ustteki fotografda gordugunuz Columbus gibi o da Amerika´yi gosteriyor.
Diger yandaki para sesi ile çayini yudumlamaya basliyor. Birden hareket edince korkan çocuklar oluyor gerçi ama genelde herkesin çok ilgisini çekiyorlar.  Barcolana´ya ilk kez gelip bu gosteri sanatçilarinin yaninda fotograf çektirmeyen neredeyse yok gibi. 

 
Fark edilir çoklukda heykel ve birbirinden guzel mimariye sahip yapilar hemen goze çarpiyor. 
Canimin Içi, yapitlarinda dagdan, tasdan, agaçdan diyebilecek kadar doganin her parçasindan etkilenmis olan Gaudi´nin eserlerini yaparken Kapadokyadan da ilham aldigini soyluyor. 



Burasi  birbirine baglanan 5 caddeden meydana gelen La Rambla isimli çok uzun bir yaya bulvari.  Ben bizim Istiklal caddesine çok benzettim. Burasi Barcelona´nin en unlu, en eglenceli, en hareketli, en donanimli, kafesi, magazasi, muzesi  kisaca herseyin en bol oldugu yeriymis. Burada sehre ait her turlu hatiraligi, hediyelik esyayi da bulmaniz mumkun.
 Asiri kalabalik olan sokaklarda yerli halka rastlamak imkansiz denecek kadar zormus. Her yil çok sayida turiste ev sahipligi yapan, tarihin kulturle iç içe geçtigi kozmopolit bir sehirmis Bercelona. Turkiyeden de çok fazla ziyaretçisi olurmus. 



Hiçbirseyin siradan olmadigi sehirin limani da oldukca estetikti.

 
Ticari taksiler iki renkli olup sarisinin tonu da Istanbul ticari taksileri ile ayni renkte:-))

Burasi da MUSEO DE CERA DE BARCELONA yani balmumu muzesinin giris kapisi.

Papa´lar.
 
Cleopatra ve Marco Antonio,  ille de Filizle ve benimle fotograf çektirmek isteyince kiramadik :-))


                                        Alice harikalar diyarinda. Arkasinda Pinokyo.

                                    Sol bastaki Bill Clinton, konusma yapan Yaser Arafat.

Bu fotografda beni adlarini hatirlamadigim dusunurlerle dusunurken goruyorsunuz.

Don Kisot- Cervantes
Avrupanın büyük yazarlarindan Cervantes, 1571 yılında Osmanlılara karşı yapılan İnebahtı Savaşına katılmış ve bir elini kaybetmiş. 1575 yılında da İspanya’ya dönerken bindiği İspanyol gemisi, Cezayirli Türkler tarafından kuşatılmis. Cezâyir’de 5 yıl esâret hayâtı yaşayan Cervantes, daha sonra İstanbul’a yollanilmis. Tam da bu sıralarda Kaptanıderya Kılıç Ali Paşa, Tophâne’deki Kılıç Ali Paşa Câmiini yaptırıyormus. Cervantes de Câmi inşâatında duvar işçisi olarak çalıştırılmis. Esim Cervantes´in Don Kisot isimli eserini Osmanli donemindeki eseret hayati sirasinda yazdigini soyluyor. Hatta bir rivayete gore Akdeniz’de 5 yıl boyunca Osmanlı askerleri ile savaşan Cervantes, Türklerden o kadar korkmuş ki, Don kişot gibi bir hikâyeyi yazmış. Hikâyedeki yel değirmenlerinin Türkleri, Don Kişot´un da aptal bir savaşçıyı temsîl ettigi soylenirmis. Yani Cervantes bu hikâyede Türklerle savaşmanın aptallık olduğunu vurgulamıştır deniliyormus.


                                    Picasso ve Salvador Dali ayni karede.


                                  Filizcigim  Ispanyol dansçiya eslik ederken.

     
Bir Kafkas kartali.

                                Che guevara benim elimi sikti,
                                        ama Filiz´i optu :-)
                                      Buranin iyilikleri ile bilinen onemli bir rahibesi var; Rahibe Teresa. Bu fotografta da ben, Rahibe Teresa, ve baska bir iyilik melegi Leydi Diana ayni karedeyiz.
 Muzenin baska bir bolumunde de korku tuneline giriyorsunuz. Fotografta tunele girisimizi goruyorsunuz. Bu arada belirteyim ki bu bolum hiç korkunç degil ama ilginçti.


Barcelona´dan aktaracaklarim bukadar.
Ama Filizimle geçirdigimiz uç gunumuz, 
Filiz´le  Barcelona´da,     Filiz´le Zaragoza´da    ve   Filiz´le Huesca´da olarak uç bolum seklinde huzurlarinizda olacak. 
Bizi izlemeye devam edin... :-) 
SevgilerImle,
Gungor Ekinci Saglik