10 Temmuz 2013 Çarşamba

Diyarbakır bu mudur elleri kınalı...

Uzun ince bir yolda, yorgun bir sekilde ilerlemeye devam  ederken,

 
gunesi arkamiza alip yonumuzu  Diyarbakir´a çevirdik. 





Diger Guneydolgu anadolu bolgesi sehirlerimiz gibi Diyarbakir da Mezopotamya ile Anadolu medeniyetlerinin geçiş bölgesinde olup tarihi çok eski devirlere dayanmaktadır. Diyarbakır kent merkezi yaklaşık 9 bin yıllık bir geçmişe sahiptir.  Şehrin, 65 kilometre kuzeybatısında Ergani ilçesi yakınlarında yer alan Çayönü Tepesi kazılarında, dünyanın en eski köyü bulunmuştur. ( kaynak: wikipedia )


Diyarbakır bu mudur elleri kınalı
Desti dolu su mudur gözleri sürmeli
Gittin ki tez gelesen elleri kınalı
Tez geldiğin bu mudur gözleri sürmeli. 

Diyarbakir çok buyuk, çok temiz ve bence oldukca da gelismis bir sehir. 

Diyarbakir´a geç saatte ulastigimiz için birseyler yiyip içtikden sonra odalarimiza çekildik. Sehri dolasmayi sabaha biraktik.

HASAN PASA HANI´nin içinden bazi kareler.



Içinde çok sayida kahvalti mekani bulunuyordu.


muhtesem bir mimariye sahipti.


Handa içtigimiz sabah kahvelerimiz. 


Urfa kadar olmasa da Diyarbakir da da yoresel kiyafeti tercih edenler var.


Hangimizin salvari daha guzel bakisi :-)

Sarip içilen tutun bolgede çok tercih ediliyor.

Karadutlar ( Nunu´cum bu fotograf senin için )








Buyuklugu ile meshur olan kocaman Diyarbakir karpuzlarina rastlamadik malesef.



Yurdumuz cennet cennet. Her yeri her kosesi ayri guzel.  Diyarbakir´i da çok begendim. 
Burayida kalbime ve hafizama kaydederek Hasankeyf´e gitmek uzere yola koyuluyoruz.

Yolculugumuza katilmak isteyenler yanlarina içecek soguk birseyler alsin lutfen...

Sevgilerimle,
Gungor Ekinci Saglik

Hiç yorum yok: